Yunanistan’da eski “yeni” yeniden kazandı. Hatırlarsak, Syriza kendisine iktidarı getiren seçimleri kazandığında lideri çıkıp, Yunanistan’da “yeni bir devir” in başlamış olduğunu ilan etmişti. Dünkü referandum sonrasında aynı lider, bu kez, gayet tutarlı bir şekilde, Yunanistan’ın yeni bir sayfa açtığını duyurdu. Bugün maliye bakanı istifa edince, “yeni” maliye bakanının eskisini aratmayacak, onun kararlılığından taviz vermeyecek “yeni” görevini ifa edeceği söyleniyor.
Yani anlayacağınız, bir “yeni”dir gidiyor. Bence kapitalizmin ve onun oportünist siyasetinin son elli yıldaki en büyük buluşu devrimci çağrışımlardan arındırılmış bu “yeni” sıfatıdır. Çoğu durumda bir ön ek olarak da kullanılıyor. Hatta bazı vak’alarda Batı dillerindeki “post” ön eki de aynı anlama işaret ediyor. Velhasıl, bu “yeni” sözcüğü oportünistler, revizyonistler için gayet kullanışlı, sihirli bir sıfattır. Buna göre onun taşıyıcısı olduğunu iddia edenler itibara delalet eder şekilde, “yenilikçi” olarak nitelendirilebiliyorlar.
Bu “yeni” nin zengin kullanım olanakları var. Mesela, “yenilenme” yapabiliyorsunuz, böylece, “arınmak”, “tazelenmek” , “baştan başlamak” gibi moral gücü yüksek çağrışımlar yaratabiliyorsunuz. Sonra, bu “yeni” nin içerdiği ifade olanakları sayesinde onun dozunu da en son raddesine kadar arttırmak mümkün olabiliyor. Örnekse, “yepyeni” dediniz mi, akan sular durabiliyor.
Gelgelelim, oportünistlerin, işbirlikçilerin dilinde bu “yeni” genellikle “yeniden” bağlamında yer alıyor. Böylece aynı şeyin tekrar edeceğinin “yeni” yle ifadesi mümkün olabiliyor. Yani, yeniden “yeni” veyahut eskiden beri devam eden yeninin yeniliği gibi anlamları taşıyabiliyor. Evet keramet, bu “yeni” nin, yeniden, “yepyeni” şekilde kullanılabiliyor olmasındadır. Kabul edelim, bir sonsuzluk algısı yaratıyor.
Bugün Yunanistan “yeni” bir başlangıç yaparak “yeniden” Troyka’nın karşısına oturacak. Yeniden yeni pazarlıklar yapacak. Bu yeni pazarlıkları yeni maliye bakanı yürütecek. Bakalım hangi yeni kararlar alınacak. Dileğim, yeni görüşmelerin yeniden çıkmaza girip, yenilikçi Syriza’nın yeniden yeni, hatta yepyeni bir başlangıç kararı almamasıdır. Hoş, tersi olsa da düzen için “yeni” nin olanakları tükenmiyor. Yeter ki, “eski” yeni düzen devam etsin!
Keramet bu “yeni” sözcüğünde. Türkçüyü, Kürtçüyü, liberali, ulusalcıyı, radikal solcuyu, dayanışmacıyı, trotskisti, maocuyu, halkın komünistlerini çoşkuya gark edip, birleştirecek kadar güçlü bir sözcük.