Darbe

Ülkemizde dün itibariyle gerçekleştirilmiş bir siyasal darbe var. AKP rejimi bir süreden beri faşizme dönüşmüştü. Artık klasik faşizmleri beklemeyelim. Yeni faşizmler klasik faşizmler gibi hukuksal liberal devleti tasfiye etmiyorlar. İçeriğini boşaltıyorlar. Türkiye’de de olan budur. Emperyalist sermayenin bugünkü koşullarda bilindik liberal devletle işleri çekip çevirmesi, yönetmesi olanaklı değildir. Siyasal alanı hep daha fazla daraltmak zorundadır.

Bu hamleye bilindik, yani liberal demokratik koşullarda izlenmesi kabul edilebilir olan siyasetle, siyasal araçlarla yanıt verilemez.

Türkiye 2016 yazındaki darbeler sonrasında bu faşizm tesisi sürecini ilerletti. 2017 referandumuyla yeni rejimin hukuksal kılıfını hazırladı. Yenikapı’da spektaküler olarak başlatılan bir hamleyle muhalefeti bir kez daha kendi yanında hizaladı.

Biraz sonra kullanıla kullanıla aşındırılmış işbirlikçi CHP liderliğinde devir teslim işlemi gerçekleştirilerek yeni liderlik tayin edildi. Ancak halk sınıflarının giderek artan muhalefeti karşısında bu yeni liderliğin boşa düştüğü görülünce, faşizme özgü zor araçları devreye sokuldu.

Buradan CHP liderliğiyle çıkılamaz.

Öte yandan, ABD emperyalizminin hegemonyasını ihya etme çabası dahilinde bölgemizde kurmuş olduğu merkezinde İslamcı siyasetin yer aldığı siyonist Arap-Türk-Kürt siyasal ittifakının eşzamanlı hamleleri bugünkü darbenin gerçekleştirilmesine katkı yapmıştır. Suriye’deki İslamcı yönetim ve Türkiye’deki Kürt siyasetinin uzantısı olan Suriye Kürt siyaseti arasındaki bağlaşma, Türkiye’deki Türkçü-İslamcı yönetimle Kürtçü-İslamcı siyasetin bağlaşmasının izdüşümüdür.

Bugün tanık olduğumuz bu darbe bölgemizdeki emperyalist siyasetin ihtiyaçlarına da yanıt vermek içindir. Bu Erdoğan yönetimine emperyalizmin verdiği son şans olabilir. Ya ne pahasına olursa olsun başaracak ya da değiştirilecek.

Faşizmin bu yeni görünümü, kabul edelim, bir “demokrasi” illüzyonu yaratma yeteneğine sahip olması dolayısıyla işlevseldir. Bu işlevsellik en çok  süratle yeni ittifaklar oluşturma ve aynı hızla oluşmuş ittifakları bozabilme konusunda kabiliyetlidir.

Erdoğan yönetimi PKK’den istediğini aldı. Pek yakında, DEM tabelası taşıyan ahmaklığı da paketlerse şaşırmayalım. Bu kadar siyasal ahmaklığın yaşandığı, bu kadar siyasal ahmakın bulunduğu bir ülkede en kolay şey, Erdoğan olmak.

Bu olanlar Erdoğan yönetiminde ilk kez olmuyor. Ancak, kabul edelim, yeni koşullar ve ihtiyaçlar dolayısıyla Erdoğan ve dayandığı emperyalist sermaye iyice gözünü karartmış görünüyorlar.

Her şeye rağmen Erdoğan’ın aşınmış bir siyasal figür olduğu gerçeğini de ihmal etmeyelim. Erdoğan son kozlarını oynuyor. MHP’yi kontrol ettiği kadar CHP’yi de kontrol etmeyi başarabilecek mi, göreceğiz.

NOT:

Bu sabah yazıyı yazdıktan sonra dünya haber ajanslarına internet üzerinden bir göz attım. Dikkatimi çeken, Trump’a yakın Fox News’ün, Putin’e yakın RT’in ve Çin’in Merkez Televizyonu tarafından yönetilen  CGTN’ün bu haberi görmemiş olmalarıydı.