CHP lideri Özel, dün grup konuşması sırasında, aniden sürpriz bir eylem çağrısı yaptı. “Bu akşam ekonomi politikalarını protesto etmek için akşam saat dokuzda evlerimizde ışıkları söndürüp, açalım”
Böylece üzerindeki “erken seçim” baskısını biraz olsun savuşturmak için topu ani alındığı anlaşılan bir eylem kararıyla vatandaşa attı. Bu kararın ilanı özellikle CHP medyasında büyük bir sevinç dalgası oluşmasına neden oldu.
CHP liderliğinin “özel” olsun benim olsun anlayışıyla aldığı bu eylem kararının beklenen ilgiyi görmediğini kaba bir gözlemle dahi fark etmek mümkün oldu. .
Bu tür eylem kararları, geniş muhalif gruplarların örgütleriyle önceden anlaşarak, planlı bir şekilde yapılabilirse, etkili olabiliyor. CHP liderliği samimi olmadığı için vasatı dahi tutturamıyor.
Yapacağı iş basit aslında. Parlamento içindeki ve dışındaki bütün muhalefet partilerini, emek örgütlerini, meslek örgütlerini Eylül ayı, ya da en geç Ekim ayı içinde yapılacak bir erken seçime ikna etmek için hemen harekete geçmek, mitingler ve toplantılarla bu talep doğrultusunda kamuoyu oluşturmaktır.
Bunu yaparken, bir anlamı kalmamış parlamento çalışmalarını askıya alarak, bir anlamda, fiilen parlamentoyu terk ederek, vekilleri seçim bölgelerine gönderip erken seçim çalışmaları için harekete geçirmektir.
Bunu yapmamak CHP liderliğini zayıflatır, partinin güç kaybına uğramasına yol açar. Bölünme riskini güçlendirir. Tersini yapmaksa, liderliği güçlendirir.
Artık öyle, önceden olduğu gibi, “grup konuşmaları” rutiniyle oyalanmak, seçmen kitleleri daha geri siyasal konumlara, arayışlara sevk edecektir. Grup konuşmalarında anlatılan hikayeleri sokak biliyor zaten. Bunları muhalif haber kanalları gibi yinelemenin bir anlamı yok. Dahası, bunda ısrar kitlelerin yaşadığı zor koşulları kanıksamasına da yol açabilir. Tabii eğer partinin istediği de bu değilse.
Bu arada, Ankara’da, belki başka CHP’li belediyelerde de, bir futbolcunun Türklük sembolü olarak yaptığını iddia ettiği bir el hareketinin bazı park ya da meydanlara heykel formunda dikilmek istendiğini medyadan öğreniyoruz. Olabilir. Ancak parti bugüne kadar titizlikle uyduğunu bir çok vesileyle kanıtlamış olduğu eşitlikçi, “hem o hem bu” ölçütünü, bu konuda da hayata geçirmelidir.
Bu bozkurt şeklindeki el işareti bazıları için Türklüğün işareti olarak görülebilir. Tamam, pekiy. Ancak hiç kuşku duyulmayacak ve tartışılmayacak kadar açıktır ki, bu coğrafyada yaşayan sadece Türk soylular için değil, herkes için yani çok daha kapsayıcı, bu bakımdan, tarihsel kültür birliğimizi temsil yeteneği çok daha fazla olan ortak bir başka el işaretinin de, bu bozkurt işaretinin dikildiği her noktaya, onu tam karşısından hedef alacak şekilde, yine heykel formunda, dikilmesi gerekir.
“Hem o hem bu” ilkesine sadakatle bağlı CHP liderliğinin söz konusu ilkesini ihlâl etmeyeceğine güvenmek isteriz.
Son olarak, Özel’den, birlik mesajları çerçevesinde, yanına İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nu da alarak, o “özel” eylemlerinden biri sırasında, sol yumruğu havada sıkılı olduğu halde Enternasyonal’i seslendirmesini (İmamoğlu, muhtemelen bu esnada dublör kullanmayı tercih edecek; ev ve mutfak ortamında kendisini ifadeye etmeye alışkın Kılıçdaroğlu da işaretlerin sırasını karıştıracaktır), tabii hemen ardından bozkurt el işareti yapar halde Mehter Marşı’nı da aynı şevk ve coşkuyla söylemesini bekliyoruz.