Şanlı Haziran devrimci ayaklanmasının yıldönümünde, devrimcilerin içinde bulundukları rehavetten sıyrılarak acil seçim çağrısıyla kamuoyu oluşturmaya katkı yapmaları gerekiyor. 31 Mart seçimlerinin sonucu halkın mevcut rejimden kurtulma isteğini net bir biçimde ortaya çıkarmıştır. En kısa sürede erken bir seçim için bastırmalıyız.
Öznel güçler, nesnel koşulları edilgen bir şekilde veya manda trene bakar gibi izlemezler. Nesnel koşullara müdahale ederek onu temsilcisi oldukları sınıfın siyasal çıkarları doğrultusunda etkilemeye, yönlendirmeye çalışırlar. Ancak bunu yaptıkları, yapabildikleri ölçüde “öznel güç” olabilirler.
Mümkün olduğu kadar erken bir seçim, rejimin kırılganlığını arttıracak, devrimci, demokratik güçler lehine rejimin dayanaklarını zayıflatacaktır. Son iki seçimin ard arda vurduğu darbeleri tamamlayıcı bir rol oynayacaktır.
Mevcut düzen partileri arasından herhangi birisinin tek başına çoğunluğu temin edemeyeceği bir duruma yol açarak, zaten hali hazırda var olan istikrarsızlık halini daha da derinleştirecektir. İktidara toparlanma ya da yeni oyunlar kurma olanağı tanımamak gerekir.
“Halkın seçim yorgunluğu” teraneleriyle teselli bulmak yerine halkın seçimler aracılığıyla yapmış olduğu demokratik çağrının gereğini yerine getirmek lazım. Halk seçim yorgunu değil, rejimin gericiliğinden, baskılarından, mahkum edildiği yaşam koşullarından bezmiş durumda.
İlerici öznel güçler üzerlerine çökmüş olan rehavetin halka da sirayet etmesini mi bekliyorlar? Bu bakımdan bir aktarım kayışı işlevi mi görmek istiyorlar?
Eğer bir erken seçime AKP-MHP ittifakı gereksinim duysaydı, tereddüt etmeden bunu yapardı. Şimdi muhalif güçlerin lehine çalışacak böyle bir talebi hep birlikte, yüksek sesle ilan etmemiz lazım. İstikrar rejimin ekmeğine yağ sürer.
Peki, neyi bekliyoruz? CHP’yi mi?