Yenikapı Ruhu’ndan Saraçhane Ruhu’na

Bir önceki yazımda, Tayyip Erdoğan’ın karşısında görmekten en çok çekindiği adayın İmamoğlu, karşısında görmeyi en çok istediği adayınsa Kılıçdaroğlu olduğunu söylemiştim. Beklediğim gibi, Tayyip Erdoğan İmamoğlu’nu saf dışı bıraktı. Bunu yapacağının ilk işareti Kaftancıoğlu’nun yine Tayyip Erdoğan yargısı tarafından devre dışı bırakılmasıydı.

Şimdi deniliyor ki, “efendim asıl hedef Kılıçdaroğlu’dur. Onun adaylığı engellenmek istenmiştir. Maksat belediye olanaklarını ele geçirmek, olası seçimlere öyle girmektir”.

Bakınız, eğer bir siyasal mücadele içindeyseniz, mücadele içinde olduğunuz kişi ya da grupların siyasal aklını iyi analiz etmeniz gerekir. Rakiplerinizin karşısına onlarınkinden daha donanımlı, daha cevval bir akıl koymak zorundasınız.

Tayyip Erdoğan’ın karşısına hiç bir zaman böyle akıl çıkartılmadı. Onun içindir ki, malum muhalifler ruhlar dünyasında, Erdoğan’ın arzuladığı şekilde, dolanıp duruyorlar. Halen Erdoğan’ın karşısında yarışacak adayı kendisinin belirlemek istediğini göremiyorlar.

Bu gelişmeler Tayyip Erdoğan’ın gerçekten iktidar olduğunun göstergelerdir. Rakiplerinin eylemlerini yönlendirdiği, belirlediği sürece de bu iktidarını sürdürecektir.

Tayyip Erdoğan, İmamoğlu’nu engelledi. Mansur Yavaş’ın aday çıkartılacağını gördüğünde onu da engelleyecektir. Bunu yapma olanakları ve kudreti var.

Oysa muhalifleri halen “yok efendim, istinaftan döner, yok mahkeme süreci uzar” gibi gerçekten ahmakça akıl yürütmelere devam ediyorlar. Tayyip Erdoğan’ın müttefiki Perinçek’in “hukuk siyasetin köpeğidir” uyarısını duymazdan geliyorlar. Erdoğan yargısının arasıra hiç bir önemi olmayan bazı hakaret davalarında, gayet zekice, Erdoğan aleyhine karar vermesinden etkilenip, “bu ülkede halen yargıçlar var” nidalarıyla mastürbasyon yapıyorlar. Buradaki manüpülasyonu dahi göremiyorlar.

Elbette muhalefetin bu iktidarsızlığı basitçe onun akli kapasitenin zayıflığıyla izah edilemez. Burada söz konusu olan, iktidarı alma iradesinin gerçekten oluşmamış olmasıdır. Muhalefet iktidar arzusuna sahip olduğunun göstergesi olacak somut adımlar atamıyor. Öte yandan, kurduğu ittifaklar da onu bu arzudan iyice uzaklaştırıyor.

CHP’nin İYİP ve HDP ile ittifakı akıllıca bir hamle olurdu. Öbür ıvır zıvır hepsi gerici partilerin ittifaka dahil edilmesi muhalefeti olduğundan daha fazla hantallaştırmıştır. Zaten hayli mütevazi olan siyasal aklını daha da köreltmiştir. İYİP, HDP’ye karşı görünüyor, ama bariz şekilde desteklediği İmamoğlu aracılığıyla HDP ile temasa da karşı çıkmıyor. Eğer İYİP iktidarı gerçekten arzuluyorsa, HDP yokmuş gibi davranamaz.

Bugün itibarıyla, Tayyip Erdoğan’ın olası bir seçimdeki rakibini kendisinin belirlemek istediği iyice anlaşılmış olmalıdır. Belediye olanaklarını kullanmak için bu operasyonu yapmış olduğunu düşünmek isabetli değildir. O ancak bir yan kazanım olabilir. Tayyip Erdoğan muhalefeti dizayn ediyor. Bunu yapabilmek için etkili araçlara da sahip. Erdoğan’ın bu son operasyonunu Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığını gölgeleme hamlesi olarak görmek saçmadır. Daha önce de söylediğim gibi, Erdoğan rakip olarak Kılıçdaroğlu’nu istiyor. Onun önünü açmaya çalışıyor. Onu aday yapmakta 6’lı Masa’dan daha erken davranmıştır.